24 Temmuz 2010 Cumartesi

Haluk Diriker Röportajı & Codename Kingdoms (Ryse: Son of Rome)

NOT: Eidos Interactive'in yayınladığı ve Funcom'ın hazırladığı Age of Conan: Unchained'ın yapay zeka çalışmalarını üstlenen ve daha sonra Ryse: Son of Rome'un, 2010'da Crytek ve Microsoft Game Studios tarafından Codename: Kingdoms olarak duyurusu ile Ryse üzerinde çalışan Haluk Diriker ile 24 Temmuz 2010 tarihinde gerçekleştirdiğim röportajdır.

Codename: Kingdoms, zamanla isim değiştirerek Ryse: Son of Rome olmuştur.
Tayfun Kumaş: Merhaba Haluk Bey, öncelikle bize kendinizden bahseder misiniz?
Haluk Diriker: Doğum tarihim, nüfus cüzdanımda 1978 yazmasına rağmen 15 yaşındayım. Seyahat etmeyi, spor yapmayı ve sabahlara kadar gece kulüplerinde eğlenmeyi çok severim ve kendimi bildim bileli evimde en az bir adet oyun makinesi bulundurmuşumdur. Üniversiteyi dört kere terk ettim, sonuncusunda da bir daha geri dönmedim. Sanırım hayatımın son yirmi yılını, bu dört cümleye sığdırmayı başarabildim.

Tayfun Kumaş: Oyun yapımı kariyerinize nasıl başladınız?
Haluk Diriker: Oyun kariyerime 2006 senesinin yazında Funcom'da başladım. O sıralar hala dördüncü üniversitemde okumaktaydım ve aynı zamanda şirketler için üretim programları yazan ufak çaplı bir yazılım şirketim vardı. Funcom'un Age of Conan sitesini takip ederken, yapay zeka tasarımcısı aradıklarını gördüm ve başvurdum. İki mülakat ve bir testten sonra kabul edildim.

Tayfun Kumaş: Duyduğuma göre şu an Crytek'in Budapeşte'deki stüdyosunda çalışıyorsunuz. Bize Crytek'teki görevinizden bahseder misiniz?
Haluk Diriker: Crytek'te şu an Senior Designer (Kıdemli Tasarımcı) olarak çalışıyorum. SD'in görevi ise yönetmenden gelen oyun fikirlerinin diğer branşlar tarafından hayata geçirilmesini sağlamaktır. 

Yönetmenler genellikle size gelip çılgın fikirlerini anlatırlar, siz de bu fikirlerin diğer tasarımcılar ve programcılar tarafından oynanabilecek bir hale getirilmesini sağlarsınız. Crytek'te de şu an bunu yapıyorum.
Tayfun Kumaş: Geçtiğimiz senelerde ise Funcom'da Age of Conan'nın yapımında da çalışmışsınız. Funcom'daki çalışma süreniz içinde Age of Conan'a neler kattınız? 
Haluk Diriker: Age of Conan’ın yapımında, daha önce bahsettiğim gibi Yapay Zekâ Tasarımcısı olarak işe başladım. Buna oyundaki düşmanların tasarımını yapan kişide diyebilirsiniz. 

Kylikki'den, Yakhmar'a kadar bir çok raid'de çalıştım. Daha sonra Tortage adasındaki Level 1 ve 20 arasındaki Destiny Questlerin scriptini yazdım. 

Aynı zamanda şehirler arasi PvP sisteminin scriptlerinide yazıyordum. Son olarak beni, bütün şehir sistemleri ve şehir PvP sistemlerinden sorumlu tasarımcı yaptılar. İlk Senior Designer görevim buydu.

Tayfun Kumaş: Funcom'dan Crytek'e geçiş maceranızı bize anlatır mısınız?
Haluk Diriker: Oslo'daki gece hayatı yeterince hızlı değildi. Bu yüzden Budapeşte'ye geldim :) 
Biraz acele bir karar gibi duruyor fakat oldukça gerçeği yansıtıyordu. İlk kararım Oslo'dan ayrılmaktı. 

Oyun bitmiş, yamalama sürecine geçmişti. Oslo çok güzel bir şehir fakat 30 yaşında bir bekâr için çok uygun değildi. Aileler için daha uygun bir şehirdi. İleride evli ve çocuk sahibi olursam tekrar dönmeyi düşünebilirim fakat Oslo'dan ayrılırken, Crytek'ten teklif geldi. Budapeşte'ye ilk gelişimdi. İlk seferde aşk sanırım buna deniliyor galiba. Budapeşte'yi çok beğendim. Çok hareketli ve eğlenceli bir şehir. Şirket'ten ve projeden sezinlediğim hava da çok güzeldi, bu yüzden tekliflerini kabul etmeye karar verdim.

Tayfun Kumaş: Önceden Funcom ya da Crytek'e girmek hiç aklınızdan geçmiş miydi?
Haluk Diriker: Oyun yapımcısı olmak her zaman hedeflerim arasındaydı ancak Türkiye'den ayrılmaya da çok sıcak bakmıyordum. Özellikle Funcom veya Crytek'e girmeyi hayal etmedim ancak oyun piyasasına girmek için uygun bir fırsat kolluyordum.
Tayfun Kumaş: Age of Conan dışında yapımında çalıştığınız oyunlar var mı?
Haluk Diriker: Evet vardı ama iptal oldular.

Tayfun Kumaş: Şu an üzerinde çalıştığınız başka her hangi bir proje var mı?
Haluk Diriker: Şu anda Crytek'in E3 2010 fuarında tanıttığı Codename: Kingdom's oyunu üstünde çalışıyorum. Fazlasını paylaşabileceğim bir konumda değiliz henüz.

Tayfun Kumaş: Boş zamanlarınızda ne tür ve hangi oyunları oynarsınız?
Haluk Diriker: Genellikle oyun türü seçmem. İşe gidip gelirken çeşitli iPhone oyunları deniyorum. Bazen PSP oyunları da oynadığım oluyor. Evde ise oyunlarımı konsollarda oynamayı seviyorum, daha konforlu oluyor. PC'mi çoğunlukla iş için kullanıyorum veya oynamak istediğim oyun konsollarda yoksa PC’de oynuyorum. Mesela King's Bounty serisi. 

Son zamanlarda bitirdiğim oyunlar arasında Red Dead Redemption, God of War III ve Heavy Rain var. Ayrıca her Türk erkeği gibi bol bol PES/FIFA oynarım.
Tayfun Kumaş: Türkiye'de oyun yapımcısı olmak isteyen birçok genç var. Kimileri boş zamanlarında mod, yama vs. gibi oyunlara küçük eklentiler yapıyor, kimileri ise flash ya da kendi oyunlarını yapmak için çabalıyor. Türkiye'de oyun yapımcısı olmak isteyen gençlere tavsiyeleriniz ve önerileriniz nelerdir?
Haluk Diriker: Birinci tavsiyem kendilerine kariyer belirlemeleri, oyun yapımcılarıda kendi aralarında gruplara ayrılıyor; programcı, grafik tasarımcısı, sistem tasarımcısı ve içerik tasarımcısı vb gibi. 

Bu kariyeri belirledikten sonra, bu konuda eğitim ve pratik yapmaları şart. Eğer eğitimi verebilecek bir okul yoksa kendileri öğrenmeliler ve bol bol pratik yapmalılar. Mümkünse birkaç kişi bir araya gelip üretim yapmalılar. Takım çalışması öğrenmek çok önemli. Bol bol oyun oynamakta şart :) 
Sadece sizin sevdiğiniz oyunları değil, başkalarının sevdiklerini de oynayarak. Hatta kötü oyunları oynamak bile önemli. Her oyunun size öğretebileceği şeyler var, kötü oyunların öğretecekleri en önemli şeylerden biri kötü oyun yapmaktan kaçınmak. Sadece first person shooter veya spor oyunu oynayarak iyi bir oyun yapımcısı olamazsınız, çünkü bulunduğunuz oyun türünü geliştiremezsiniz. Vizyonunuz dar olur.
Tayfun Kumaş: Türkiye'de ilerlemekte olan oyun sektörü var. Türk oyun sektörü hakkındaki düşüncelerinizi alabilir miyim?
Haluk Diriker: Türk oyun sektörünü yakından takip ettiğimi söyleyemeyeceğim. Üniversiteler düzeyinde çalışmalar olduğunu duydum ancak yüksek bütçeli yatırımlar yapabilecek iş adamları olmadan oyun sektörünün ilerlemesi çok zor. 

Türkiye’de çok yetenekli insanlarla tanıştım. Hatta Cemre Özkurt ile bir sene kadar beraber çalışmıştık. Kendisi şu an EA'de çalışıyor. Türkiye'deki oyunların yurt dışına kıyasla düşük prodüksiyon değerleri, yeteneksizlikten değil bütçe eksikliğinden kaynaklanıyor. 

Crysis, Gears of War, God of War ve WoW gibi oyunlar, özellikle MMO’lar çok büyük bütçelerle yapılan oyunlar. Üzerlerinde yüz kadar profesyonel, senelerce çalışıyor. Bu kadar insana yetenekleri doğrultusunda maaş vermek, reklam yapmak, ofis kurmak çok büyük bütçeler isteyen şeyler. Yani milyonlarca dolardan bahsediyoruz. 

Şu an dünyada mobil ve online oyun sektörü süratle gelişiyor. Apple, Microsoft ve Sony bunun büyük destekçileri olmaya başladı. Bu platformlara çok kaliteli ve düşük bütçeli 2D oyunlar çıkıyor. Eğer girişim yapmayı düşünen genç okurlarınız varsa, bu tarz oyunlara yönelmelerini tavsiye ederim.

Tayfun Kumaş: Röportaj için tesekkür ederim. Sizin de eklemek istediğiniz ve söylemek istedikleriniz var mı?
Haluk Diriker: Sanırım yeterince kafa ütüledim :) Röportaj için tesekkür ederim. 
CryTurkiye.com'a selamlar.
Görsellerin tamamı Ryse: Son of Rome’dan alıntıdır.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder